Attack on Titan 4. Sezon 13. Bölüm İncelemesi: Ormanın Çocukları
Bir restorandaki sıradan bir yemek herkesi başka bir mükemmel Attack on Titan bölümünde suskun bıraktığında, dünyalar çarpışır ve yanılsamalar paramparça olur.
Açıkçası iyice sıkıldım. Her bölüm bir şey vaat ediyormuş gibi görünüyor ama beklentiyi kendinden sonraki bir bölüme aktarıyor. Devamında bir yeni bölüm geldiğinde yine düğüm çözülmüyor. Her bölüm yeni bir beklenti oluştururken yeni bölümler kendinden önceki bölümlerin beklentisini karşılamıyor. Bu gerçekten beklentileri yükseltebilir ama finalde beklentiler karşılanamazsa tam bir rezillik olur. Christopher Nolan’ın ‘Tenet’ filmi içinde film ekibi beklentileri inanılmaz şekilde yükseltti. Bu filmden sonra filmlere bakış açınız değişecek. Bu film çok başka film gibisinden açıklamalar gelince hayranlar çok fazla beklentiye girdi. Tenet güzel bir film olmasına rağmen beklentileri kendileri çok yükseğe çıkarttığı için beklenileni veremedi. Bir başarı hikayesi olacakken bu hikayeyi başlamadan bitirdiler.
Aynı şekilde Attack on Titan’ın 4. sezonu da bunu yapıyor. Her bölüm beklentileri bir üst seviyeye taşıyor. Ama gelen her yeni bölüm asla beklentilere cevap veremiyor. Yayınlanan yeni bölümler, anime tamamen bittikten sonra izlemek gibi bir istek uyandırdı içimde. Çünkü bir hafta boyunca bekliyorsun bir olay çözümlensin diyorsun ama yeni bir sır perdesi daha. Bu nereye kadar devam edecek? Belli ki sineğin yağını çıkartmaya çalışıyorlar etkileşimi üst seviyede tutmak için. Eren Yeager’in toplam 5 bölümdür, 3 tane düzgün şekilde cümle kurduğuna şahit olamazken ne planladıklarını nasıl öğreneceğiz?
Attack on Titan 72. Bölüm: Ormanın Çocukları
“En azından bu çocukları ormandan çıkarmalıyız …”
Levi, Zeke ve diğer karakterlerin şu anda ormanda olduğu bir bölümde, “Ormanın Çocukları” aslında adaşı Sasha’nın babasının yaptığı bir metafora gönderme yapıyor. Daha önce Sasha’nın ormanda bir salt devi nasıl öldürdüğüne şahit olduk. O sırada Kaya’yı kurtarıyordu. Bay Blouse, Sasha’nın doğasına ve iyi niyetine rağmen, arayışının doğasının kaçınılmaz olarak lanetlendiğinden yakınıyor. Sasha zaferle geri döndü, ama kendini asla ateş hattından tamamen koparmayan biri olarak kaldı. Varoluşu, daha da ileri gitmesini zorunlu kılıyordu. Sasha’nın babası, bazen insanların ormandan ayrıldıklarını düşünebileceklerini zarif bir şekilde ifade ediyor. Ancak bu açıklığın gerçekten daha da büyük bir ormanlık alanın başka bir parçası olduğu ortaya çıktı.
Mikasa ve Armin’in, kendi özgür iradeleriyle hareket edip etmedikleri ya da bunun tersinin doğru olduğunu anlayamayacak kadar sistematik olarak aldatılıp kontrol altına alınıp alınmadıklarına ilişkin olarak Eren ve Keşif Birliği’nin (Survey Corps) eylemlerini bir bütün olarak düşündükleri güzel bir an var. Eren hâlâ ormanda, ama farkında değil. (Sasha’nın babasının kastettiği şekilde, gerçek manada değil.) Sasha gibi diğer karakterler ormandan asla kaçamadılar. Attack on Titan sona yaklaştıkça, Eren’in bir daha çıkıp çıkmayacağını yoksa sonsuza kadar “Ormanın Çocuğu” olarak kalacağını ciddi bir şekilde sorgulamaya başlıyoruz. İntikam ve savaş uğruna her şeyi mubah görmek vicdanen insanları köreltir. Şu anda aktarılmak istenen de tam olarak bu.
“Ormanın Çocukları”, “Ben” ve “Mia”, Blouse ailesiyle sıra dışı bir restorana girer girmez elle tutulur bir gerilim içinde bulurlar kendilerini. Bu bölümdeki aksiyonun ve gerilimin çok çabuk devreye girmesi ve son birkaç bölümün izleyiciyi nasıl işlediğine ve şartlandırdığına tamamen aykırı bir şekilde olduğu düşülünce, anime kendince hayranların göğsüne su serpiyor. O kadar olay dönüyor, bir sürü şey gerçekleşiyor. Ama herkes normalmiş gibi davranıyor. Bu çok enteresan geliyor bana.
Falco ve Gabi’nin Kimliği Ortaya Çıkar
Attack on Titan 4. sezon 13. bölüm “Ormanın Çocukları” nda, Blouse ailesi yanlışlıkla, kızları Sasha’yı öldüren kişiyi yanlarına aldıklarını öğrenir. “Düzenbaz” bölümünde intikam alma üzerine bu ailenin yanına sığınan Falco ve Gabi’nin sakladıkları şey ortaya çıkar. “Ormanın Çocukları” madalyonun diğer yüzüdür. Çok sayıda karakter, geçmişteki atalarının eylemlerinin bedelini ödemek zorunda kaldığı için korkutucu bir noktaya odaklanır. Attack on Titan’ın son sezonunda, karakterlerin neredeyse nesillerdir yürürlükte olan atalarının yerleşik günahları nedeniyle savaşmaya ve daha fazla çatışma yaratmaya kendilerini mecbur hissettiği bir intikam tavrı vardı.
Bay Blouse İntikam Almanın Doğru Olmadığını Düşünüyor
Attack on Titan, tuhaf bir şekilde, tetiği çekip can almanın, kucaklaşmaktan ve şefkat göstermeye çalışmaktan daha kolay olduğunu vurguladı bu bölümde. İnsanlar doğru bildiği şeylerin yanlış olduğuna inanmayı her zaman reddediyor. Çünkü doğru sanıp bir sürü o yolda eylem gerçekleştiriyorsun ve o yolun yanlış bir yol olduğunun ortaya çıkması, amaç uğruna yapılan eylemleri toplayınca bir günah tepesi yapar. Eren ve Niccolo gibi karakterler (ve kalp kırıcı bir atakta Kaya bile) intikam duygusuyna kapılıp, mantıklı tek şey olarak kan dökmeye yöneldi. Çünkü yaptıkları doğru bir durum değilse, o zaman yaptıkları her şey karışık bir yalandır. Tüm bu acının ortasında, Sasha’nın babası, diğerlerinin kişisel düzeyde sahip olduğundan daha fazla acı çekmiş bir karakter. Bu yüzden, bu o kadar cesur ve yardımsever bir jesttir ki, haklı olduğu gerçeğine Gabi’nin boyun eğmesine rağmen, Gabi’yi öldürmemeyi seçti. Niccolo’nun duygusal yoğunluğuna ve bu çocuğun hayatına son vermesinin neden önemli olduğunu söylemesine rağmen bunu yapmadı.
Bay Blouse, Gabi’nin ölümünün ilk başta kızının ölümüne yol açan döngüyü yalnızca sürdürdüğünü görebilecek öngörüye sahip birkaç kişiden biri. (Zaten Bay Blouse yetimlere kucak açmış biri olduğu için bu durumu en iyi anlayacak bir karakter.) O anın sıcağında temel intikam içgüdülerini yerine getirmek ve duygularını tatmin etmek yerine empatiyi seçer ve geleceği düşünür. Daha fazla karakter Bay Blouse gibi davransaydı, Marley ve Eldia bu kadar kötü durumda olmazdı. Aslında uyum içinde inandırıcı bir şekilde bir arada var olabilecekleri bir gelecekte şansları olabilirdi.
Ardı Arkası Kesilmeyen Planlar
Genel olarak yine ortada planlar var. Zeke ve Yelena’nın planı var. Eren’in yine ne planlandığını bilmiyoruz. Bir nevi kısır döngüde bir kaç bölüm izliyoruz. 12. bölümde Pieck’i bir köşede gizlenmiş şekilde gazete okurken gördük. Marley’in kendince planları var. Bizse sıradan çerez sayılacak olayları görüyoruz. Geriye kalan bölüm sayısı bunları sorunsuz şekilde seyirciye aktarmak için yetecek mi? Bunu çok merak ediyorum. Dizi başladı gizem, dizi bitiyor hala gizem. En iyisi mangayı okuyup animeye dönüp bakmamak gibi duruyor. Siz ne düşünürünüz bilmiyorum ama 1 hafta oturup bekliyorsunuz ama size sunulan bir hafta öncekinden farksız bir bölüm. Bok atmak gibi olmasın ama kalan bölüm sayısı bence istenilen finali yapmasına yetmeyecek.
Zeke’nin sadece Eldianlılar üzerinde yarayan omurilik sıvısını nasıl kullandığını gördük. Hem buharlaştırılarak hem de içeceklere karıştırılarak kullanılabilir. Şarapları kullanarak bu omurilik sıvısını Eldianlı üst seviyeli yetkililere sunduklarından bahsetti Niccolo. Bunu da yapması için ona Yelena’nın söylediğini ekledi. Burada iyi olarak gelen tek şey Bay Blouse’un karakter ve bu karakterin bize yansıtılış şekli. Zaten Bay Blouse’un Niccolo’ya yaklaşımı bize böyle iyimser ve serin kanlı bir karakter olduğunun sinyallerini vermişti.
Ekstra olarak da omurilik sıvısının nasıl kullanılacağına dair ufaktan bir bilgi. İlerleyen bölümde Eldianlılar yerde hareketsiz şekilde felç gibi yatınca şaşırmayın diye. Zeke kraliyet soyundan geldiği için vereceği komut ile omurilik sıvısına maruz kalmış Eldianlıları salt devlere çevirebilir. Bom boş bir bölümü daha geçtik.