Nicolas
Gorr The God Butcher, çekicine ve tanrı güçlerini değersiz kılan Thor’un en zorlu ve en zarar verici düşmanlarından biri olabilir.
Gorr The God Butcher’ın Şimşek Tanrısı Thor’un karşılaştığı en tehlikeli ve kişisel olarak zarar veren karakter olması oldukça olası. Ölümcül All-Black the Necrosword ile donanmış olan Gorr, bir yanlış tanrısallık felsefesine inanıyor. Bu, duaları cevapsız kaldıktan sonra gelen inanılmaz trajik bir kişisel kayıp yaşadıktan sonra, tüm tanrılara karşı yoğun bir nefret duyduğu anlamına geliyordu. Bu nedenle Gorr, duyduğu her Tanrıyı aramaya ve öldürmeye çalıştı. Thor sonunda galip gelmiş ve Gorr The God Butcher’ı yenmeyi başarmış olsa da Gorr, Odin’in Oğlu’nda uzun süreli bir iz bıraktı. Thor’un Marvel Comics’te bir süre kendi çekicini kullanmaya layık olmamasının nedeni bile buydu.
Mjölnir vs All-Black the Necrosword
Gorr, Thor: God of Thunder # 2’de ilk kez görünen Jason Aaron’un oluşturduğu kurgusal bir karakterdir. Karısının ve ailesinin korkunç ölümlerinden sonra, onlar için dualarının nasıl cevapsız bırakıldığını görünce, tanrıların var olamayacağına inanıyordu. Bunun için kabilesi tarafından dışlandı ve sürgün edildi. Bununla birlikte, tanrıların var olduğunu keşfettiğinde, ancak ailesine ve diğerlerine yardım etmediklerinde, öfkelendi ve bulabildiği her tanrıyı öldürmeye yemin etti. Knull the Symbiote God’dan Necrosword’ü aldıktan sonra Gorr, karanlık görevini yerine getirme yolunu buldu. Bununla birlikte, Gorr The God Butcher ile yaşadığı birçok çatışmanın ardından Thor, tüm tanrıları aynı anda yok edecek bir “Godbomb” başlatmadan önce Gorr’u yenmeyi başardı.
Gorr The God Butcher, Thor’un Ruhunda İz Bıraktı
Ancak Gorr, Thor’a son bir darbe yaptı. Gorr’un yenilgisinden kısa bir süre sonra Thor, Marvel’dan Orijinal Sin’e katıldı. Nick Fury, Gorr ile olan savaşından sonra yaşananların Şimşek Tanrısı’nda yarattığı belirsizlikten şüphe duydu. Thor’un bir yanı, Gorr’un tanrıların güçlerine layık olmadığına dair inancına odaklanmıştı. Bu, Odin’in Oğlu için Fury’nin söylediği üç kelimeyle ciddi bir soruna yol açtı: “Gorr haklıydı.”
Bu sözlerle Thor’un tanrılara ve kendisinin layık olup olmadığına dair şüpheleri pekişti. Thor artık güçlü çekici Mjolnir‘i kullanamayacağının farkına vardı. Artık onu kaldırmaya ve güçlerini kullanmaya layık olduğuna inanmıyordu. Hepsi Gorr’un, Thor’da oluşturduğu şüphe tohumu ve nefreti sayesindedir. Jane Foster, bir süre Mjolnir’i ele geçirse de Thor’un layık olup eski günlerine dönüş yolculuğu sayesinde, o zamandan beri karakterini tanımladı. Onu King Thor’da evrenin en sonunda kalan son tanrı olarak pekiştirdi. Gorr’un sahip olduğu inancı, hem Thor’un hem de Thor’un gelecekteki yazarlarının ve okuyucularının, onun ilahi bir varlık olarak rolünün nasıl anlaşılacağını değiştirdi. Artık ya halkın tanrısı olacaktı ya da tanrı olmayacaktı.
Son zamanlarda oyuncu Christian Bale’in, Thor: Love and Thunder filminde Gorr The God Butcher karakterini canlandıracağı haberleri geliyordu. Filmde böyle bir hikaye yaşanır mı yaşanmaz mı, bilmiyoruz. Ancak Jason Aaron’ın bu olay örgüsü gerçekten de ilginç bir deneyimdi.
